Nükleer Tıp Hangi Hastalıklara Bakar? Neye Bakar?
Hastalıkların kesin tanısını belirlemek ve belirlenen hastalığa göre tedavi sürecini başlatmak için nükleer tıp teknolojisi kullanılmaktadır. Radyoaktif maddeler kullanılarak yapılan bu tanı ve tedaviler birçok hastalık için tercih edilmektedir. Nükleer tıp üç farklı uygulamaya sahiptir. Bunlar görüntülü ve görüntüsüz tan31ı uygulamaları ve radyonüklid tedavilerdir. Bu uygulamaların hangi hastalıklar için kullanıldığını merak edenler ise nükleer tıp hangi hastalıklara bakar sorusunu sormaktadır.
Hastalıkların önceden tespit edilerek tedaviye erken başlanılması için oldukça önemli bir tıp dalıdır. Ağrısız bir tanı yöntemi olmasının yanı sıra oldukça güvenilirdir. Diğer yöntemlerle tespit edilemeyen birçok fizyolojik ve moleküler bilgi sağlar.
Radyoaktif Maddeler İnsan Sağlığına Zararlı mıdır?
Yaşantımızda çevremizde bulunan birçok elektronik cihaz ve kozmik ışınlardan insan vücudu düşük derecelerde radyasyona maruz kalır. Nükleer tıp uygulamalarında kullanılan radyoaktif maddeler ise doğal yollarla aldığımız birkaç aylık radyasyon civarındadır. Oldukça düşük seviyelerde verilen radyoaktif maddelerin insan sağlığına hasar verdiği konusunda herhangi bir kanıt yoktur. Diğer bir taraftan ise insanların sıklıkla çektikleri röntgen filmlerinde ortaya çıkan radyoaktif madde miktarı ile eşit veya denk miktarlarda madde nükleer tıp uygulamalarında da kullanılmaktadır.
Nükleer Tıp Hangi Hastalara Bakar?
Nükleer tıp birçok hastalığın tanısında ve aynı zamanda tedavisinde tercih edilmektedir. Nörolojik uygulamalar, felç hastalıklarının tanısında, bunama tanısında, beyin ameliyatlarının değerlendirilmesi için, sara hastalarının tanı ve tedavisine bakmaktadır. Nükleer tıp hangi hastalara bakar konusunda liste oldukça geniştir.
Vücutta oluşan bazı tümörlerin yerinin tespitinde, onkolojik durumlarda, tümörlerin evleri ve tümörlerde sıçramanın olup olmadığının tespitinde, kemiklerde oluşan kanserin tedavisinde, ortopedik durumlarda, vücutta oluşan gizli kırıkların tespitinde, kemiklerde oluşan enfeksiyonların tespitinde, böbreklerde oluşan sorunlarda nükleer tıp uygulamaları kullanılmaktadır.
İdrar yollarında oluşan tıkanıklıkların tespitinde, böbreklere idrar kaçışının tespitinde, kalp hastalıklarının tespitinde, koroner arter hastlığının teşhisinde, By-pass sonrasında hastanın durumunun değerlendirilmesinde olduğu gibi bazı hastalarda görülen hipertansiyonun nedeninin araştırılmasında kullanılır. Akciğer hastalıklarının teşhisinde, akciğerde kan pıhtılaşmasının teşhisinde, guatr, mide ve yemek borusu hastalıklarının teşhisinde, safra kesesi, bağırsak, gizli enfeksiyon, lenf yolları, göz yaşı yolları, tükürük bezi gibi bölgelerde oluşan hastalıkların teşhisi ve tedavisinde nükleer tıp tercih edilmektedir.
Radyoaktif Maddeler Vücuda Nasıl Uygulanır?
Genle olarak toplar damar yolu ile radyoaktif maddeler uygulanır. Toplar damar dışında deri altı, ağız yolu, solunum yolu, deri içi gibi bölgelerden de uygulama gerçekleştirilebilmektedir.
Radyoaktif Maddeler Vücutta Ne Kadar Kalır?
Radyoaktif maddeler vücuda girdikten sonra ışıma yapar ve kendiliğinden kaybolmaya başlar. Diğer yandan idrar veya dışkılama yolu ile vücutta atılırlar. Radyoaktif maddelerin farklı cinsleri bulunmaktadır. Her cinsin kendine göre karakteri olduğu için doktoralar uygulanan cinse göre hastanın nelere dikkat edeceği hakkında bilgileri verir. En sık uygulanan türü ise teknesyumdur. Ömrünün yarıya inmesi ise 6 saat civarında sürmektedir. Ortalama olarak vücuttan tamamen çıkma süresi ise 24 saattir.
Radyoaktif Madde Sonrasında Nelere Dikkat Edilmelidir?
Radyoaktif madde uygulanacak kişi belirli bir süre boyunca çevresindeki bireylerden uzak durması gerekir. Özellikle hamile ve çocukların etkilenmemesi için ayrı özen gösterilmelidir. Maddenin yüksek oranla idrar yolu ile boşaldığı için başkalarına bulaşmamasına özen gösterilmelidir.
Nükleer Tıp Testlerinin Yan Etkisi Var mı?
Nükleer tıp testlerinin uygulanması sonrasında herhangi bir yan etki beklenmemektedir. Radyoaktif madde diğer ilaçların milyonda bir veya yüz milyonda biri düzeylerindeki miktarlarda uygulandığı için alerjisi olan kişilerde dahi herhangi bir yan etki beklenmemektedir. Bu nedenle uygulanması oldukça güvenli bir uygulamadır.
Merak ettiklerinizi ve eklemek istediklerinizi konu altındaki yorum bölümüne yazabilirsiniz. Cevap vermekten mutluluk duyacağım.
